7 Mayıs 2008 Çarşamba
DOST FM AMORAL --YOUTUBE KANALI YAYINDA
http://www.youtube.com/dostfmamoral
Amoral.mll.fi namusla ilgili şiddete maruz kalan ve şiddetle karşılaşma olasılığı bulunan kişilerle görüş alışverişinde bulunuyor ve destek veriyor. Bu kişilerin aile üyelerine ve işinde bu konu ile karşılaşma olasılığı olanlara yardımcı oluyor. Amacımız ilgili taraflara güven içinde konuşma ortamı sağlayabilmektir. Projenin amaçlarından birisi de aynı kaderi paylaşanlar arasında bağ kurmak ve bilgi ortamı sağlıyarak önceden önlem almaktır.
Amoral.mll.fi Raha-automaattiyhdistys (Paramakinaları Derneği*) desteği ile Mannerheimin Lastensuojeluliitto (Mannerheim Çoçuk Esirgeme Kurumu**) Uusimaa bölgesi derneği bünyesinde gerçekleşmektedir. Hiç kimsenin korkmasına gerek kalmadan, zor konuları sesli konuşabilmeliyiz.
YALNIZ DEĞĠLSĠNĠZ!
BĠZĠ ARAYINIZ!
Adres:
Perhetoimintakeskus Manna
(Aile Aktiviteleri Merkezi Manna)
MLL (Mannerheimin Lastensuojeluliitto)
Uudenmaan piiri (Uusimaa bölgesi)
Soidinkuja 1, 00700 Helsinki
Telefon: 044-311 4131 (Acil Yardım Hattı)
044-500 5395 (Proje Başkanı)
044-593 6019 (Basın Sözcüsü)
Faks: (09) 2248 7732
amoral.uudenmaanpiiri@mll.fi
www.amoral.mll.fi
NAMLU UCUNDA KADINLAR --JÖNTURK RAP MUSIC
JÖNTÜRK'ün töre cinayetleriyle ilgili çok önemli NAMLU UCUNDA KADINLAR klibi. real hiphop bu
Sevgili dinleyicilerimiz! 100 yillik Türkiye aydinlanma mücadelesi sonucunda geldigimiz yer hiçte iç açici degil. Türkiye'de kadinlarin halen yüzde 20'si okuma yazma bilmiyor. Erkegin aksine, kadinlarin evlilik disi iliskileri halen suç olarak görülüyor. Aile ici suclarin yüzde 87'si kadinlara karsi isleniyor. Kadinlarin yüzde 40'i görücü usulüyle evleniyor. Her yil, 2 bin 500 kadin anne olmak isterken yasamini yitiriyor. Ve yine Türkiye'de her yil yüzlerce kadin 'namus, töre, ask cinayeti' adi altinda erkekler tarafindan öldürülüyor.
Simdi siradaki sarkimiz, Türkçe rap'in tartismasiz en önemli sesi olan Jöntürk'ün bu aci tabloyu topa tuttuğu 'Namlu Ucunda Kadinlar'
NAMLU UCUNDA KADINLAR
Çalış çabala sürün, yine de yaranamazsın.
Köle gibi yaşasan da yinede kaçamazsın.
Üçüncü sayfa haberi senin kaderin neden?
Silahlar ve bıçaklar; halkın sana biçtiği kefen!
Durma, düşün; aç gözünü! Sensin mezarini eşen,
Oğluna töreyi ögreten, ilk namus dersi veren!
Namus silah, bacak arası, namus ölüm degil!
Namus barış, özgürlük! Namus adalet, emek
Bu 'Gavur İzmir' demek! Jön der 'Namus Zion'!
Doğu tanrı, doğu töre, doğuda insan piyon!
Kadın kuluçka makinesi, kadın gözyasi mercan.
Düzeni kuran yaşatan kardeşin, baban, kocan
Tetiği çeken, saldıran ise ahlak, töre, gelenek
Erkek egemen dünyanın kahramanı hep erkek
Ve kadın eve, kafese, kadın çarşafa gömülen!
Kadının saçı başı haram; fitne fesat çıkaran
Hadi oradan it sürüsü! Kadın koruyan, yaratan;
Medeniyeti başlatan bu kadindir sevgiyi yaşatan
*
Seni uyutmanın tek aracı sürünün gerici davası:
Etnik kimlik kavgası, milliyetçilik mayın tarlası.
Jöntürk durmaz, saldırır; isyan ateşini körükler
Hangi kültür, hangi hak? Durma feodale vur mala!
Erkek kültürünü sahiplenme; dilini yaşatma, bombala.
Bak bu erk'in, toplumun seni düşündüğü yalan
Gördügün 'ah'lari 'vah'lari timsah gözyaşı uyan
Bu 'ampül kafalı takoz' ilk kadina kibriti çakar
Töre indirimi yapar ve sığınma evlerini yıkar
Oysa doğan her gün, adı olmayan bu kadın
Sözüm ona namus, aşk için vurulup öldürülüyor
Ses veren yok, duyan yok; yine kurşunlar yağıyor
Yine yükseliyor feryatlar; yine davullar zurnalar
Maskeler çeşit çeşit! Bu dostunu düşmanını tanı
Irak'taki Osmanlıyı övüp sonra Amerika'yı yeren,
Kurtlar Vadisi'ne özenen, Şemdinli'de sokağa dökülen,
Fransa'ya lanet çekenler kadın yanarken nerdeler?
'Namus temizledim' diyen, seni ezenle birlikteler!
*
Namlu ucundaki kadin bu rapin tek gerçeği
'Namusum' diye bagiran koparir önce çiçeği
Kavgasini ver durma, evrensel bir ateş yak
Halk ölümünden yana; kadının yok geleceği
*
Bilindigi gibi Adana'da nikahsiz esi tarafindan 52 yerinden biçaklanirken polis sadece izlemekle yetinmisti Aysegül Porsuk'u. Mardin'de, Semse Allak gayri mesru iliski sonucu hamile kaldigi gerekçesiyle ailesi tarafindan taslanarak öldürülmüstü. Kahramanmaras'ta 6 çocuk annesi Naciye Atmaca, aile meclisinin verdigi ölüm karariyla kursunlandiktan sonra yakilmisti. Bitlis'te akrabasi tarafindan tecavüze ugrayarak hamile kalan Güldünya Tören, erkek kardesleri tarafindan İstanbul'da yakalanip önce sokak ortasinda kursun yagmuruna tutulmus, ardindan yarali olarak kaldirildigi hastanede kafasina sikilan tek kursunla öldürülmüstü. Bütün bunlar, kendisini kadinlarin sahibi, hükümdari olarak görüp namlulari kadinlara ceviren erkek egemen toplumda hayatini kaybeden kadinlardan sadece bir kaçi. Bugün halen kadinlar cinayetlere kurban gitmeye devam ediyor. Kadinlarin yasama hakkini, özgürlügünü elde edecegi günler ise ufukta görünmüyor.
Sevgili dinleyicilerimiz, bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadinlar Günü.
Karanlıkta Diyaloglar Dialogues in the Dark
Töre Cinayetlerini Biri Istanbul Biri İsveçli iki şehirli kadının gözünden anlatan belgesel film Independant Documentary Film about honour killing
Kadınlar Hakkını Helal Etmiyor
Basın Açıklaması
Biz kadınlar, şiddetin her türlü biçimiyle yaşamaya zorlanıyoruz. Namus gerekçesi ile yakın akrabalarımız tarafından öldürülüyoruz. Son yıllarda verdiğimiz mücadele sonucunda daha görünür olan ama görünür olmakla ortadan kaldırılamayan ve çok sıklıkla yaşanan bu katliamlara tepkimizi bir kez daha dile getirmek için bir araya geldik. Kamuoyunu, devlet yetkililerini ve basını bu katliamların durdurulması için gereken duyarlılığı geliştirmeye davet ediyoruz. Artık bu cinayetlere tanıklık etmek istemiyoruz.
TELYA ZAMAN
Adım Telya Zaman, 31 yaşındayım. Barlarda şarkı söylediğim ve sevdiğim adamla beraber olduğum için, ailem kötü yola düştüğümü söylüyordu. Av tüfeği patladı kasıklarımda ama intihar kaldı adı tarihe...
GÜLDÜNYA TÖREN
Adım Güldünya Tören, 22 yaşındayım, amcamın oğlu tecavüz etti ve hamile kaldım. Öldürüleceğim korkusuyla İstanbul'a gönderildim, ama erkek kardeşlerim beni burada da buldu ve vurdular bir sokağın ortasında, yetmedi ölmeme, hastanede da kurşunladılar.
ŞEMSE ALLAK
Adım Şemse Allak, 35 yaşındayım, bir adamla beraber oldum ve hamile kaldım, ölmem gerekiyordu ve yöre halkı toplanıp karar verdi, ölecektim hem de meydan da taşlanarak, ibreti alem için...
NACİYE ATMACA
Adım Naciye Atmaca, 34 yaşındayım, bir adamı sevdim, beraber oldum, sevdiğinle beraber olmanın cezası ölümmüş erkek kardeşlerim söyledi, kurşunlayıp bedenimi ateşe vermeden önce....
NURAN HALİTOĞULLARI
Adım Nuran Halitoğulları, 14 yaşındayım, evimizin önünden bir adam tarafından kaçırıldım. Günlerce tecavüz etti bana. Çok korktum. Sonra buldular beni, evime döndüm, ama artık orası evim değilmiş, ailem karar verdi, babam da telle boğarak öldürdü beni...
KADRİYE DEMİREL
Adım Kadriye Demirel, 16 yaşındayım, bir akrabam tecavüz etti ve hamile kaldım, namusumuz kirlendi dediler ve ağabeyim taş ve satırlarla kıydı bana...
RABİA OĞUZ
Adım Rabia Oğuz, 22 yaşındayım. Bir adama sevdalandım ve kaçtım onunla. Ama sonra eve geri dönmek zorunda kaldım, dönmemeliymişim, evimizin önünde traktörle ezdiler beni...
YASEMİN ÇETİN
Adım Yasemin Çetin, 18 yaşındayım, eniştem tecavüz etti, daha çocuktum, ama büyük bir suç işlemiştim. Dediler ki; namusumuzu kirlettin, onlar karar verdi, kardeşim de vurdu beni tek kurşunla...
Ve imam sordu cemaate; "hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye. Cemaat "evet" dedi. İkiyüzlüce. Ama kadınlara sormamıştı hiç kimse:
-Namus adına yaşamlarımızın son verilmesine azmettirenlere ve katillerine hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
-Babamıza, annemize, kardeşimize, ailemize hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
-Çıkardıkları yasalarla katilleri koruyan meclisteki yasa yapıcılara hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
-Sığınmak için gittiğimizde bizi tekrar ölüme gönderen ve yasaları uygulamaktan sorumlu olan emniyet güçlerine hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
-Can güvenliğimiz için sığınak açmayan, şikayet edebileceğimiz direk telefon hattı kurmayan, bizi hiçbir şekilde korumayan devlete hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
-Gazetelerin üçüncü sayfalarında haber yaparken hepimizi bir kez daha yargılayan, yok eden medyaya hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
Kadın hakları da dahil her türlü demokratik hak talebimizi engelleyen Terörle Mücadele Yasası'nı çıkaranlara hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
-Yaşadıklarımıza aile meselesidir diyerek ses çıkarmayan topluma hakkımızı helal ediyor muyuz?
HAYIR!
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!!!
Kadın Dayanışma Vakfı
Ankaralı Feministler
Kırkörük Kadın Kooperatifi
Kaos-GL
Toplumsal Özgürlük Platformu
Kadın Tiyatrosu
ODTÜ'lü kadınlar
İHD
Bağımsız Kadınlar
Videa
EKD
SDP'li kadınlar
ÖDP'li kadınlar
DTP'li kadınlar
EMEP'li kadınlar
Karahaber
Join NASA's Return to the Moon!
Names will be collected and placed onboard the LRO spacecraft for its historic mission bringing NASA back to the moon. You will receive a certificate showcasing your support of the mission. > Go to the Moon!
NASA sizi Ay'a çağırıyor
| ||
hurriyet.com.tr | ||
NASA, bu yıl içerisinde aya göndermeyi planladığı Lunar Reconnaissance Orbiter (LRO) uzay aracında, dileyen herkesin adını da taşıyacağını açıkladı. Elektronik bir uçuş listesi üzerine yazılacak olan isimler, LRO ile birlikte aya ulaşacak. NASA, Lunar Reconnaissance Orbiter projesi ile ay yüzeyindeki güvenli iniş alanlarını bulmayı, potansiyel kaynakları keşfetmeyi ve radyasyonu karakterize etmeyi amaçlıyor. Tüm bu çalışmalar, insanların 2020 yılında Ay'a gidebilmesi, hatta Mars'a ve daha ileriye ulaşabilmesi planının ilk adımını oluşturuyor. Goddard Space Uçuş Merkezi'nde LRO Proje Müdürü olarak görev yapan Cathy Peddie, isimlerin Ay'a taşınması konusunda büyük bir heyecan duyduğunu söylüyor. Peddie'ye göre 2020 yılında insanoğlu Ay'a dönüş yapacak; ancak daha şimdiden, isimleri ile olsa bile bu projenin bir parçası ve destekçisi olabilecek.
LRO projesinin resmi web sitesine ulaşmak içinse BURAYA tıklamanız yeterli.
|
Bir milyon dul
| ||||||||||||||||||||
Irak savaşının acı bilançosu kabarıyor. Şimdiye kadar pek çok konuda bilançolar çıkarıldı. Bu kez, eşlerini kaybeden kadınların sayısı ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler verilerine göre Irak savaşı 1 milyon dul kadın yarattı. Bu kadınların sadece yarısı sosyal güvenliğe sahip ve yardım alabiliyor. Savaş dullarından Um Haydar, "Siyah giyiyorum ama sadece yastan ötürü değil, aynı zamanda Irak'taki güvenlik noksanlığına da yas tutuyorum. Herşey çok kötü, her gün ölümle karşı karşıya yaşıyoruz" diyor. Pkistan kökenli uzman Ali, daha önceki yıllara nazaran 2008'de kadınlar tarafından düzenlenen intihar saldırılarına dikkat çektiği açıklamasında, kadınların saldırılarının gelecek aylarda daha da artacağı yönünde görüş bildirdi ve bunu, Irak'taki durumun giderek kötüleşmesine bağladı. Ali, AFP'ye yaptığı değerlendirmede, durumu "Kadınlar protesto etmek için saldırı düzenliyor. Irak'ta kadınlar kocalarının, toplumlarının, ülkelerinin kaybını protesto ediyor" diye özetleyerek, bu yıl ocak ve nisan arasında Irak'ta kadınların 12 intihar saldırısı düzenlediğini hatırlattı. "Bu önemli bir artış" diyen Ali, işgalin başladığı 2003'den 2007'ye kadar 11 kadının intihar saldırı düzenlediğine dikkat çekti ve "Çatışmalar sürdükçe Irak'ta daha fazla istikrarsızlık görülecek ve terörden yana tavır koyan kadınların da sayısı artacak, göreceksiniz" ifadesini kullandı. Iraklı kadınların çatışmalar devam ettikçe giderek daha marjinalleştiğini belirten Ali, "Iraklı kadınlar toplumlarında, hükümette sahne gerisindeydi ve bizler de onları toplumda etkin rol almaları imkanından yoksun bıraktık" dedi. Irak'ta kalan kadınların çoğunun tecavüze uğradığını, işkence gördüğünü ya da kaçırıldığını söyleyen Ali, bu kadınların iki kere kurban konumuna geldiklerini belirtti. "Irak'taki Amerikan askerlerinin de kadın kamikazelere karşı bir kültür duvarına çarptığını" ifade eden Ali, "Bakmaları bile sorun yaratan bu kadınların kamikaze olup olmadıklarının anlaşılmasının neredeyse imkansız olduğunu" kaydetti. Farhana Ali şunları söyledi: "Irak, kadınların güçsüz olduğu, kendilerini korumaları gereken ve evde hem kadın hem erkek rolü üstlenmek durumunda kaldığı bir dullar ülkesi. Dolayısıyla kadınları kullanmak kolaylaşıyor. Geriye bir intihar saldırısı düzenlemek isteyip istemeyecekleri kalıyor. Cihat mücadelesi veren kadın örgütlerine girmek istiyorsanız kadın polis ve kadın askerleriniz olmalı. Amerikalı komutanların çoğu Irak'ı erkek egemen bir toplum olarak görüyor, oysa istikrarlı bir toplum istiyorsak kadınlarla da ilgilenmek gerek." http://www.hurriyet.com.tr/dunya/8884050.asp?gid=229&sz=93177 |
‘’Siz Kimi Kandırıyorsunuz!’’
Hasan PulurOlaylar ve İnsanlar
‘’Siz Kimi Kandırıyorsunuz!’’
ÖNCE üniversitede, sonra her yerde türbanı, başörtüsünü savunanlar, karşı çıkanlara derler ki:
“Siz kadınların hayata tutunmalarını, toplum içinde görev almalarını istemiyorsunuz; isteseydiniz türbana karşı çıkmazdınız!’’
İlk bakışta, içinize bir kurt düşebilir “Acaba yanlış mı düşünüyorum?’’ diye...
Öyle ya, kadın başını örtünce toplumun her kesiminde çalışacak, kişiliğini ispatlayıp evine kapanmayacak...
* * *
SONER Yalçın ‘’Siz Kimi Kandırıyorsunuz!’’ diyor. (x)
Sanki başörtülü kızları çalıştırıyorlar da!
Tek tek araştırmış, özellikle bazı politikacıların kızlarını ve eşlerini...
Cumhurbaşkanı Gül’ün kızı Kübra üniversiteyi bitirdi. Çalışıyor mu? Hayır! Evlendi...
Başbakan’ın kızı Esra, Amerika’da üniversite okudu, çalışıyor mu? Hayır!
Erbakan’ın kızları Elif ile Zeynep de üniversite bitirdiler. Çalışıyorlar mı? Hayır! Evlendiler, çoluk çocuğa karıştılar.
Cemil Çiçek’in de, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın kızları da üniversiteyi bitirdikten sonra çalıştılar mı? Hayır, evlendiler.
* * *
SAYIN Cumhurbaşkanı’nın eşleri Hayrünnisa Hanım 14 yaşında ortaokulu bitirdi, takdirname almıştı, liseye başlayacaktı, görücü usulüyle evlendirdiler; Abdullah Gül 30 yaşında, Hayrünnisa Özyurt ise 15 yaşındaydı. Evleninceye kadar başı açık olan hanımefendi, evlendiği gün tesettüre girdi, örtündü.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın eşi Nesrin Akdağ üniversite öğrencisiydi, görücü usulüyle evlendiler, tesettüre girdi, okumayı bıraktı. Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın eşi Münevver Erinç öğretmendi, evlenince öğretmenliği bıraktı, tesettüre girdi.
* * *
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan’ın eşi Ahsen Eral hukuku bitirdi, avukatlığa başladı. O güne kadar başını örttüğünü gören yoktu, çocukluk arkadaşı Kemal Unakıtan’la evlendi, tesettüre girdi, ama türbanı kendi tarzına göre bağlayarak...
* * *
ENERJİ Bakanı Hilmi Güler’in eşi Mehtap Güler de evlenince tesettüre girdi, örtündü, çalışmayı bıraktı, ev hanımı oldu.
* * *
CEMİL Çiçek’in eşi Gülten Hanım öğretmendi, evlendi, örtündü, ev hanımı oldu.
Devlet Bakanı Nazım Ekren’in eşi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdi, evlendi, mesleğini yapamadı, ev hanımı oldu.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın eşi Zeynep Yurter de evlendi ve tesettüre girdi.
* * *
“TÜRBANLI kızlar üniversiteye gitsin, aydınlansın, toplum içinde yerlerini alsınlar...’’
Soner Yalçın ‘’Bu boş lafları bir kenara bırakalım’’ demeye getiriyor:
“Türbanlı kızlarımız üniversiteyi bitirince çalıştırılmıyor, eve kapatılıyor.’’
Şimdi diyecekler ki:
“Kamu alanında çalıştırılmıyorlar ki!’’
Peki ‘’Özel sektörde iş mi yok?’’ sorusunun cevabı nedir?
Hepsi meslek sahibi bu kadınlar iş mi bulamazlar?
Üstelik arkalarında böyle babaları ve kocaları varken!
* * *
BAŞÖRTÜLÜ, türbanlı kızlara bırakılan iş alanları tekstil fabrikaları, dokuma tezgâhları ve büyük şehirlerde gündelikçilik...
Şehrin zengin semtlerine sabahları varoşlardan ‘’türbanlılar’’ boşalır, el kapısında saçlarını süpürge yapmaya...
Bunların sorunlarıyla kim uğraşacaktır, kimi boğaz tokluğuna çalışır, sigortasız, güvencesiz.
Varsa üniversitede türban, yoksa üniversitede türban...
Soner Yalçın’ın kitabının adı neydi:
“Siz Kimi Kandırıyorsunuz!’’
Kitap değil, yaşadığımız günlerin ansiklopedisi, neyi ararsan, kimi ararsan var!
_______________________
(x) Doğan Kitap.
İzmir'de İskoçlar'ın parmakla kızlık bozma davası
İzmir'de İskoçlar'ın parmakla kızlık bozma davası
Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA)İZMİR'in Selçuk İlçesi'ne tatile gelen İskoç iki aile, parmakla kızlık bozma yüzünden mahkemelik oldu. Tutuklanan iki çocuk babası 24 yaşındaki İskoç hakkında, 19 yaşındaki M.V.G.'e ‘nitelikli cinsel saldırıda bulunmak’ suçundan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Geçen yıl Selçuk Pamucak'a tatil için gelen İskoç aileler, özel bir otelde konakladı. Gilhrist ailesi ile Barker ailesi, otelde tanışarak tatillerini birlikte geçirmeye başladı. Gilchirst ailesinin genç kızı M.V.G. ile diğer aileden iki çocuk babası olan W.B. arasında arkadaşlık başladı. Ancak bu arkadaşlık daha sonra karakolda bitti. Otelin lobisinde gece yarısına kadar oturan M.V.G., iddiaya göre tuvalet ihtiyacı için W.B. ile birlikte tuvalete gitti. M.V.G. burada W.B.'nin cinsel saldırısına maruz kaldı, parmakla kızlık zarı yırtıldı. Diğer arkadaşları tuvalette gidince, M.V.G.'yi kanlar içinde buldu.
Şikayet üzerine jandarma olaya el koydu. Kanaması nedeniyle hastaneye kaldırılan İskoç kıza, kızlık zarının yırtıldığı ve saldırıdan, kanamadan dolayı ruhsal dengesinin bozulduğuna dair rapor verildi. İskoç Gilhirst ailesi, kızlarına tuvalette saldıran ve kızlığını bozan W.B.'den şikayetçi oldu. W.B., tatil için geldiği Türkiye'de tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olayla ilgili soruşturmayı yürüten savcı, İskoç W.B. hakkında, M.V.G.'ye cinsel saldırıda bulunarak kızlığını bozduğu iddiasıyla, ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan dava açtı. İzmir 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın dosyasına delil olarak, genç kızın kanlı iç çamaşırları ve elbiseleri ile olay yerinin fotoğrafları, otel kamerasının kaydettiği W.B. ve M.V.G.'nin gece geç saatlere kadar otel lobisinde oturduklarını gösteren görüntüler delil olarak konuldu.
Davanın ilk duruşması için tutuklu sanık W.B. jandarmalar tarafından adliyeye getirildi. Duruşmada oldukça sakin görünen W.B., tercüman aracılığıyla savunmasını yaptı. Duruşmayı İngiltere'nin İzmir Konsolosu Anthony William Buttigieg de izledi. İskoç W.B., tuvalete M.V.G. ile beraber gittiklerini, ancak kesinlikle içeri girmediğini, kapıda beklediğini belirtip, “Uzun süre çıkmayıp, ‘kanamam var bana peçete getir’ deyince bara gidip, oradaki bayanlara durumu anlattım. Sonra bana ‘kıza niye tecavüz ettin’ diye saldırdılar, ama ben yapmadığımı söyledim. Otel odasına eşimin ve çocuklarımın yanına gittim. Sonra jandarma gelip beni karakola götürdü” dedi, tahliyesini istedi.
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesine, otelde varsa başka kamera kayıtlarının istenmesine karar verdi. Sanığın tahliye istemi reddedilirken, duruşma ertelendi.
http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=524965&Date=07.05.2008&ver=3995