AMORAL.MLL.FI.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

Gerdek gecesinde damat dehşeti

Gerdek gecesinde damat dehşeti

Taner ORAL/KONYA, (DHA)

Gerdek gecesi cinnet geçiren damat, gelini ve kendini vurduktak sonra aynaya rujla "kız bozuk" çıktı yazdı.

KONYA'da gerdek gecesinde ilişkiye girdiği eşi 25 yaşındaki B.Ç.'nin bakire olmadığını öne süren 26 yaşındaki Nuri Çetin, genç kadını babasına ait tabanca ile ağzından yaraladıktan sonra başına bir el ateş ederek ağır yaralandı.

Olay, saat 02.30 sıralarında Meram İlçesi Hatıp Mahallesi Nilüfer Sokak'taki 40 numaralı evde meydana geldi. Yaylaköyü'nde tanıştığı B.Ç. ile evlenen Nuri Çetin, düğün ardından gerdeğe girdi. Eşiyle ilişkiye giren Çetin, bakire olmadığını öne sürdüğü eşi ile tartışmaya başladı. Damat Nuri Çetin, sinirlerine hakim olamayarak babasına ait bulundurma ruhsatlı 7.65 çapındaki tabanca ile eşi B.'şe bir el ateş ettikten sonra yatak odasında bulduğu ruj ile aynaya ‘Anne, baba sizi çok seviyorum. Kız bozuk çıktı’ yazdıktan sonra başına bir el ateş açtı. Silah sesi üzerine içeri giren yakınları tarafından otomobil ile Özel Vakıf Hastanesi kaldırılan Çetin, yapılan ilk müdahelesinin ardından Selçuk Üniversite Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Ameliyat edilen Nuri Çetin'in Beyin Cerrahi Bölümü Yoğun Bakım Servisi'nde tedavisinin sürdüğü, sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu açıklandı. Ağzından yaralanan gelin, B.Ç. ise, Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altında alınırken sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi.

Olay Yeri İnceleme ekipleri yeni çifttin evlerinde kanıt ve parmak izi çalışması yaparken, çiftin yakınları ve komşuları evin önünde uzun süre bekledi.

AĞZINA SIKILAN KURŞUNU YUTMUŞ

Silah seslerini duyarak odaya giren yakınları tarafından kanlar içinde bulunan damat N.Ç. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi, gelin B.Ç’nin ise Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisi sürüyor.

Damat N.Ç’nin beyninde ödem oluştuğu, yoğun bakımda gerekli müdahalenin yapılmakta olduğu, ancak hayati tehlikeyi henüz atlatamadığı öğrenildi. Bir köyden Konya’ya gelin geldiği öğrenilen B.Ç’nin ağzına isabet eden ve çene kemiğini kıran kurşunu iradesiz şekilde yuttuğu öğrenildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın sürdürüldüğü belirtildi.

ı 11.42 | 26.5.2008

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=759399&Date=26.05.2008&ver=79


Aylık 5 bin YTL'ye çocuklarını kapkaçcılara kiralıyorlar l

Aylık 5 bin YTL'ye çocuklarını kapkaçcılara kiralıyorlar

Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)

İZMİR ve İstanbul’un da aralarında bulunduğu büyük kentlerde liderliğini 5 kadının yaptığı, büyük alışveriş merkezleri, pazarlar ve mağazalarda hırsızlık, yankesicilik, kapkaç yapan şebekelere, çocuklarını aylık 5 bin ile 10 bin YTL arasında değişen rakamlarla kiralayan 7 anne hakkında savcının talimatıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturma sırasında annelerinden kiralanan ya da aileleri tarafından suça yönlendirilen çocuklardan bazılarının devlet korumasındaki yurtlara yerleştirildikleri halde, ailelerinin yanında suç işlemeye devam ettikleri ortaya çıktı.

Alışveriş merkezleriyle lüks mağazaların bulunduğu semtlerde yaşanan hırsızlık, kapkaç ve yankesicilik olaylarında yakalanan, yaşı küçük olduğu için ceza da almayan çocuk suçluların verdiği bilgiler doğrultusunda polisin düzenlediği operasyonla suç şebekeleri çökertilmişti. Geçen cuma günü 300 polisin kuşattığı Kuruçay Mahallesi'nde adresleri önceden belirenen şebeke lideri kadınlar 41 yaşındaki T.K., 31 yaşındaki G.O., 48 yaşındaki F.B., 49 yaşındaki S.K. ve 21 şebeke elamanı gözaltına alınmıştı. Aralarında lider kadınlardan S.D.'nin de bulunduğu 14 üyesinin cezaevinde, 24 üyesinin ise arandığı şebekenin çalışma yöntemleri de sorgulamada deşifre edilmişti.

ÇOCUK SUÇLULARIN ANNELERİNE SORUŞTURMA

Gözaltındaki sorguları devam eden zanlılardan çocuklarını şebeke liderleri kadınlara aylık 5 bin ile 10 bin YTL arasında değişen rakamlara kiralayan anneler hakkında savcının talimatıyla yeni soruşturma başlatıldı. Şebeke lideri kadınların belirledikleri alanlarda yetiştirilen ve İzmir, İstanbul, Ankara, Aydın, Manisa, Uşak gibi illerde kullanılan çocuklardan halen cezaevinde bulunan 15 yaşındaki G.Ö.'nün annesi G.Ö., 17 yaşındaki H.B.'nin annesi Z.B., 16 yaşındaki S.G.'nin annesi F.B., aynı yaştaki G.K.'nin annesi S.A., 15 yaşındaki N.E.'nin annesi K.E., 13 yaşındaki R.E.'nin annesi S.E. ile 13 yaşındaki G.E.'nin annesi G.E. hakkında suç işlemesine göz yummak ve suça azmettirmek suçlarından ek soruşturma dosyası hazırlanmaya başlandı.

Şebekeler içerisinde çeşitli suçlara karışıp haklarında işlem yapılan 7 annenin, bu suçlardan da yargıç karşısına çıkarılacağı bildirildi.

4 ÇOCUK DEVLET KORUMASINDA ÇIKTI

Bu arada soruşturma sırasında annelerinden kiralanan ya da aileleri tarafından suça yönlendirilen çocuklardan bazılarının devlet korumasındaku yurtlara yerleştirildikleri halde, ailelerinin yanında suç işlemeye devam ettikleri ortaya çıktı. Çocuk suçlulardan G.E., S.G., R.E. ve B.K.'nin daha önceden karıştıkları çeşitli suçlardan yakalandığı, mahkeme kararıyla suçtan korunmaları amacıyla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesindeki kendi yaş gruplarındaki yurtlara yerleştirildiği, ancak bu çocukların ailelerince yurtlardan kaçırılarak suçlarda kullanıldıkları belirtildi.

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=759509&Date=26.05.2008&ver=21



Uçakta “namahrem koltuk” krizi

Uçakta “namahrem koltuk” krizi

Hollanda Kraliyet Havayolları KLM’ye ait İstanbul-Amsterdam seferini yapan uçakta meydana gelen “namahrem koltuk” tartışması krize neden oldu.

NTV'nin haberine göre, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalkan KLM’ye ait uçaktaki türbanlı bir Türk kadın, İslam dinine göre bir erkekle yan yana oturmasının günah olduğu gerekçesiyle yanındaki yolcunun kaldırılmasını istedi. Bu talep üzerine kadın yolcunun yanında oturan Hollanda iktidar partisi CDA’nın Amsterdam Belediye Meclisi üyesi Lex van Drooge koltuğundan kaldırıldı. Van Drooge, Hollanda’ya iner inmez durumdan şikayetçi oldu.
Haberin devamı

Van Drooge sonradan basına yapğtığı açıklamada, “Demek ki böyle durumlarda nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyoruz.” diye konuştu.

Hollanda basını ise haberi, “KLM İslam’a boyun eğdi” başlığıyla duyurdu.

Şirket yetkilileriyse kabin görevlileri hakkında soruşturma başlattı. KLM’den yapılan açıklamada, böyle bir uygulamanın kabul edilemeyeceği ifade edildi ve neden erkek yerine kadın yolcunun yerinin değiştirilmediğinin henüz açıklığa kavuşmadığını belirtti.


http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=dunya&ArticleID=759519&Date=26.05.2008&ver=20

Cinselliğe vakit mi var?

Cinselliğe vakit mi var?

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği Başkanı Doç. Dr. Cem İncesu, kentlerde yaşayanların cinselliğe vakit ayıramadığını söyledi

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Başkanı Doç. Dr. Cem İncesu, "kentlerde yaşayan insanların sürekli biçimde zamansızlık sorunu yaşamalarının, çiftlerin sekse ayırdıkları zamanı azalttığını ve ayrılan zamanın kalitesini düşürdüğünü" belirtti.
Yoğun çalışma temposu, sürekli bir yerlere ya da bir şeylere yetişme telaşı ve koşturma içerisinde geçen bir yaşam temposunun insan vücudunda stres hormonlarını yükselttiğini, yükselen stres hormonlarının ise başta cinsel istek ve ereksiyon olmak üzere çeşitli cinsel işlevleri olumsuz yönde etkilediğini anlatan İncesu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kentlerde yaşayan insanların sürekli biçimde zamansızlık sorunu yaşamaları çiftlerin sekse ayırdıkları zamanı azaltmakta, ayrıca ayrılan zamanın kalitesini düşürmektedir. Bu gelişmelerin doğal sonucu, aralara ve boş zamanlara sıkıştırılmaya çalışılan, özellikle gece geç saatlerde ve yorgun biçimde yaşanan, ’görev icabı’ başlatılan, ’isteksizce’ sürdürülen, ’yeterince haz almadan ya da doyuma ulaşamadan’ tamamlanan ya da hafta sonu tatiller gibi belirli zaman dilimlerine ertelenen bir cinsellik kültürü ve yaşam biçimi toplumda yerleşmeye başlamıştır."
Bu sürecin kadınlar açısından değerlendirdiğinde tablonun biraz daha karardığını vurgulayan İncesu, çalışan, eşiyle aynı güçlükler, koşuşturmalar, kariyer planları gibi stres faktörleriyle karşı karşıya olan kadınların ev ve çocuk bakımı gibi yükleri de üstlenmeleri sonucu kendi özel yaşamlarına, kişisel gelişimlerine ve cinselliklerine enerji ve zamanları kalmadığını kaydetti.
Doç. Dr. İncesu, bu durumun kadınlarda zaten var olan cinsel isteksizlik ve motivasyonsuzluğu daha da arttırdığını bildirdi.


EN SIK GÖRÜLEN CİNSEL SORUNLAR Cem İncesu, Türkiye’de kadınların en sık yaşadığı cinsel sorunun cinsel isteksizlik ve cinsellikten yeterince haz alamamak olduğunu dile getirerek, bunun da en temel nedeninin cinsellik konusunda toplumun muhafazakarlığı ve kadın-erkek arasındaki ayrımcılıktan kaynaklandığını söyledi.
Kadınların, doğdukları andan evlendiği güne kadar cinsellik alanında sürekli yasaklar, kısıtlamalar, suçluluk ve günahkarlık duyguları ile büyütüldüklerini söyleyen İncesu, cinselliğin kötü, acı ya da utanç verici, kadınlar için gereksiz ve ayıp bir kavram olarak benimsetildiğini ifade etti.
Doç. Dr. İncesu, şunları anlattı:
"Sonra bir gün birileri ’artık evlendin, bugünden itibaren cinsellik eşinle serbest, hatta cinsellik senin evli bir kadın olarak görevin’ der ama ne yazık ki cinsellik öyle hesap kitaplara, mantıksal önermelere, toplumsal kurallara sığabilecek uyabilecek bir olgu değildir. CETAD’ın 2006 yılında ülke çapında yaptığı bir araştırma, kadınlarımızın evlendikleri ilk günden başlayarak büyük sorunlar yaşadıklarını göstermektedir. Her 100 kadından 54’ü ilk denemelerinden başlayarak şiddetli ağrı, kasılma ya da korku, kaçınma gibi nedenlerle cinsel birleşme kurmakta bile büyük güçlükler yaşamaktadır. Her 10 kadından yaklaşık 1’inde bu zamanla da düzelmemekte ve vajinismus olarak bilinen bir cinsel işlev bozukluğu olarak sürmektedir."
Vajinismusun cinsel birleşme kuramama, cinselliğin düzenli yaşanamaması, çocuk sahibi olamama ve boşanma gibi dramatik sonuçları olan bir sorun olduğuna işaret eden İncesu, bunun Batı ülkelerinde ender görülmesine rağmen Türkiye’de cinsel tedavi merkezlerine gelen kadınların en sık başvuru nedeni olduğunu belirtti.
Doç. Dr. İncesu, erkeklerin en sık yaşadığı cinsel sorunların ise erken boşalma ve sertleşme bozuklukları olduğunu dile getirerek, 40’lı yaşlardan sonra ve hipertansiyon, damar hastalıkları ve şeker hastalığı gibi hastalıkların ortaya çıkmasıyla sertleşme bozukluklarının oranlarının çok yükseldiğini söyledi.
İncesu, herhangi bir hastalığı olmayan 40 yaşın altındaki genç popülasyonda ise sertleşme sorunlarının oranının yüzde 10-20’lerde olduğunu ve gençlerde ortaya çıkan bu sorunun psikojenik etkenler ile ilişkili sorunlardan kaynaklandığını anlattı.


ERKEKLER TEDAVİYİ REDDEDİYOR
Çiftlerin cinselliklerini ve bu alanda yaşadığı ortak sorunlarını konuşmada güçlükler yaşadıklarını vurgulayan İncesu, başvuran çiftlerle yaptıkları görüşmelerde cinsel sorunlarını uzun süre birbirlerine hiç açmadıklarını, konuşmadıklarını, bazen uzun yıllar her iki tarafın da sorunun kendisinden kaynaklandığını düşünerek karşı tarafın konuyu açmasını beklediğinin anlaşıldığını kaydetti.
İncesu, erkeklerin de cinsel açıdan özgür ya da açık olmadıklarını, en özgüvenli görünenlerin bile cinsel konularda genellikle çekingen, utangaç ve kırılgan olduklarını ifade ederek, "Cinsel bir sorun yaşandığında erkeklerin ilk tepkileri inkardır. Uzun süre sorunları olduğunu kabul etmez, konu eşi tarafından açıldığında sıklıkla tepkiyle karşılar, tedaviye başvurmayı, yardım istemeyi, çözüm arayışına girmeyi şiddetle reddeder" diye konuştu.
Cinsel fonksiyon bozuklukları yaşayan erkeklerin büyük bölümünün sorunlarını adeta bir kader olarak algılamayı tercih ettiklerine dikkat çeken İncesu, "Tedaviye başvuru oranı bu alanda sorun yaşayan erkeklerin yüzde 10’unun da altında olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Doç. Dr. İncesu, şu bilgileri verdi:
"Cinsel sorunlara etkin çözümler, günümüz dünyasında mümkündür. Cinsel sorunların tam olarak çözülme oranları yüz güldürücüdür. Cinsel tedavi merkezlerine başvuran ve cinsel terapi, tedavi süreçlerine giren kadın ve erkeklerin cinsel sorunlarının çözüm oranları yüzde 70’den aşağı değildir. Vajinusmus tedavisinde yüzde 95 başarı vardır. Kadın cinsel işlev bozukluklarında henüz rutin bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, erkeklerde durum farklıdır. Son 10 yıldır ereksiyon sorunlarının çözümünde gündeme gelen ilaç tedavileri gerçekten bir çığır açmıştır. Bugün artık bu sorun erkeklerin korkulu rüyası olmaktan çıkmıştır. Özellikle cinsel terapi uygulamaları ile birlikte yürütülen ilaç tedavisinde ereksiyon sorunlarında tedavi başarı oranları daha da yükselmektedir."


http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=yasam&ArticleID=759378&Date=26.05.2008&ver=59

Acılı kadının sperm isyanı

Acılı kadının sperm isyanı
Güvenlik görevlisi eşi öldürülünce bebeğini düşüren Aynur Akın: Hayata tutunmak için spermlerini istedim, vermediler..



İstanbul eski emniyet müdürlerinden Şükrü Balcı'nın 48 yaşındaki oğlu Ertuğrul Balcı tarafından öldürülen eşinin üzüntüsü ile, 2 aylık bebeğini de kaybeden stilist Aynur Akın, hayatının en zor günlerini yaşıyor. Galatasaray'ın şampiyon olduğu gece Gayrettepe Discorium'a gelen Balcı'yı, aşırı alkollü olduğu gerekçesiyle içeri almayan ve bunun üzerine Balcı'nın kurşunlarına hedef olan Necmi Akın'ı (26) kaybetmenin şokunu yaşayan genç kadın isyan ediyor: "Bu adam benden iki can birden aldı. Eşimin mezarının yanında kendime yer satın aldım. Yaşama nedenim olsun diye, hastaneden eşimin spermlerini istedim ama vermediler."

'EVLATLIK EDİNECEĞİM'

Tüp bebek yöntemiyle hamile kalan Aynur Akın, 2.5 yıl önce hayatını birleştirdiği eşinin ölümü ile "Yaşayan bir ölüye" döndüğünü belirterek şunları anlatıyor: "Çok sarhoşmuş ve öfkeliymiş. Necmi de sakinleşmesi için sigara vermiş, o da almış. Eşim tam sigarasını yakarken vurmuş. Gündüz tekstil atölyesi, gece de Discorium'da çalışırdı. Tek derdi evine ekmek getirmekti." Eşinin bir oğlu olmasını çok istediğini anlatan acılı genç kadın sözlerini, "Kendimi toparladığımda evlatlık bir çocuk almayı istiyorum." diye tamamlıyor.

UZMAN GÖRÜŞÜ

Op. Dr. Seval Taşdemir: Kan dolaşımı devam ediyorsa, beyin ölümü gerçekleşen birinin spermleri yaşar ve 24 saat içinde alınabilir. Kadın kocasını çok seviyorsa elbette talep edebilir. Ancak doktorların vermemesi de çok normal. Tüp bebek tedavisinde bile, her ikisinin de imzası alınır. (Sabah)

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Acili_kadinin_sperm_isyani_180507_1&tarih=26.05.2008&Newsid=180507&Categoryid=1

Gerdek gecesinde damat dehşeti

Gerdek gecesinde damat dehşeti


Taner ORAL/KONYA, (DHA)


KONYA'da gerdek gecesinde ilişkiye girdiği eşi 25 yaşındaki B.Ç.'nin bakire olmadığını öne süren 26 yaşındaki Nuri Çetin, genç kadını babasına ait tabanca ile ağzından yaraladıktan sonra başına bir el ateş ederek ağır yaralandı.

Olay, saat 02.30 sıralarında Meram İlçesi Hatıp Mahallesi Nilüfer Sokak'taki 40 numaralı evde meydana geldi. Yaylaköyü'nde tanıştığı B.Ç. ile evlenen Nuri Çetin, düğün ardından gerdeğe girdi. Eşiyle ilişkiye giren Çetin, bakire olmadığını öne sürdüğü eşi ile tartışmaya başladı. Damat Nuri Çetin, sinirlerine hakim olamayarak babasına ait bulundurma ruhsatlı 7.65 çapındaki tabanca ile eşi B.'şe bir el ateş ettikten sonra yatak odasında bulduğu ruj ile aynaya `Anne, baba sizi çok seviyorum. Kız bozuk çıktı' yazdıktan sonra başına bir el ateş açtı. Silah sesi üzerine içeri giren yakınları tarafından otomobil ile Özel Vakıf Hastanesi kaldırılan Çetin, yapılan ilk müdahelesinin ardından Selçuk Üniversite Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Ameliyat edilen Nuri Çetin'in Beyin Cerrahi Bölümü Yoğun Bakım Servisi'nde tedavisinin sürdüğü, sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu açıklandı. Ağzından yaralanan gelin, B.Ç. ise, Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altında alınırken sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi.

Olay Yeri İnceleme ekipleri yeni çifttin evlerinde kanıt ve parmak izi çalışması yaparken, çiftin yakınları ve komşuları evin önünde uzun süre bekledi.

http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Gerdek_gecesinde_damat_dehseti_180543_1&Newsid=180543

Sürücüler dikkat, 2008 yılı TEM piknik sezonu açıldı

Sürücüler dikkat, 2008 yılı TEM piknik sezonu açıldı


Sıcak hava ve hafta sonunu değerlendiren İstanbullular piknik alanlarına akın ederken

SICAK hava ve hafta sonunu değerlendiren İstanbullular piknik alanlarına akın ederken, bazıları ise piknik yapmak için TEM otoyolunun kenarlarında bulunan yeşil alanları tercih etti. Otomobillerini TEM otoyolunun kenarına park ederek yeşil alanlara koşan vatandaşlar mangal yasağına aldırmadan evde hazırladıkları köfteleri pişirip çay bardağında rakı içti. Yol kenarı piknikçileri, sadece egzoz dumanları soluyarak sağlıklarını tehlikeye atmadı. Özel piknik alanlarını uzak bulup evlerine en yakın otoban kenarı yeşilliği tercih eden aileler, piknikçiler dakikada yüzlerce aracın hızla geçtiği TEM�e kaçan toplarının arkasından koşarak bir yandan ezilme tehlikesini hiçe saydı bir yandan da sürücülere korku dolu anlar yaşattılar. Yetkililer piknik için otoyol kenarlarındaki yeşil alanları tercih edenleri uyararak küçük bir ihmalin felaketle sonuçlanabileceğini söylerken Haliç kıyılarında da ellerinde çaydanlıklarıyla cadde geçerek keyif yapmaya çalışan piknikseverler, şaşırtıcı görüntülere sebep oldu.


26.05.2008 08:48:00

http://www.timesistanbul.com/haberdetay.asp?tarih=26.05.2008&Newsid=164&Categoryid=1

Türkiye'de her yıl 2 bin 500 çocuk evinde ölüyor Korumasız ve tehlikelerden habersiz çocuklar birçok felaketin kendilerine doğru geldiğinden habersiz

Türkiye'de her yıl 2 bin 500 çocuk evinde ölüyor


Korumasız ve tehlikelerden habersiz çocuklar birçok felaketin kendilerine doğru geldiğinden habersiz yaşıyor.

Türkiye'de her yıl 2 bin 500 çocuk ev kazalarında hayatını kaybediyor. Oysa evde yapılacak bilinçli bir düzenleme ve alınacak basit önlemlerle kaza riskini minimuma indirmek mümkün.

Memorial Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Nurettin Onur, çocukların geçirdiği kazaların yüzde 70-75'inin ev ve yakın çevresinde meydana geldiğini,çocuklar için yapılan ambulans çağrılarının yüzde 80'inin ev
kazalarından kaynaklandığını kaydetti.

Her yıl 2 bin 500 çocuğun ev kazaları nedeniyle hayatını kaybettiğini ve yaklaşık 10 bin çocuğun bir anlık dikkatsizlik nedeniyle yaralandığını
bildiren Kutlu, "Kendileri için neyin tehlikeli, neyin zararsız olduğunu bilmeyen hayatımızın en değerli varlığı çocuklarımız, her an tehlikedeler. Evinizde yapacağınız bilinçli bir çevre düzenlemesi ve alınacak basit önlemlerle kaza riskini minimuma indirmek mümkün" dedi.

Doç. Dr. Kutlu, araştırmaların, acile gelen ailelerin bilinçlendirilmesi, ev ziyaretleri gibi çeşitli eğitim metotlarının ev
kazalarının 2-4 kat azaltılabileceğini gösterdiğini belirtti.

Doç. Dr. Kutlu, kazalara karşı alınabilecek önlemleri de şöyle sıraladı:


- Çocuk 3 yaşını geçinceye kadar katı gıda, fındık, fıstık, çekirdek verilmemeli.
- Ulaşabileceği yerlerde 3 santimetreden küçük her şey kaldırılmalı.
- Küçük ya da parçalanabilir oyuncaklar alınmamalı.
- Bebek giysilerinde iğne, çengelli iğne kullanılmamalı.
- Kombide sıcak su ısısının 49 dereceye ayarlanmalı.
- Bebekle sıcak sıvılar aynı anda taşınmamalı.
-Banyo ve mutfakta çocuk yalnız bırakılmamalı.
- Çay ikramı termos ile yapılmalı, mümkünse çaylar tepsiyle taşınmamalı.
- Ateşli silah ve kesici aletler kilitli dolap ya da evin dışında muhafaza edilmeli. - 6 yaşına kadar çocuk banyoda/küvette kesinlikle kardeşleriyle veya yalnız bırakılmamalı.
- Televizyon ve onun gibi büyük
cihazlar emniyetli ve devrilemeyecek şekilde yerleştirilmeli.
- Tüm kimyevi ve temizlik malzemelerinin mümkün olduğunca ev dışında ya da emniyetli dolaplarda saklanmalı.
-Uzun ip, boyun bağı, lastik gibi boğucu olabilecek nesneler çocuğun üzerinde ve ulaşabileceği yerlerde bulundurulmamalı.



25.05.2008 22:10:00

http://www.timesistanbul.com/haberdetay.asp?tarih=25.05.2008&Newsid=156&Categoryid=1&baslik=T%FCrkiye%27de%20her%20y%FDl%202%20bin%20500%20%E7ocuk%20evinde%20%F6l%FCyor

Kadınların röntgenini kadınlar çekmeli! Nişanlısının röntgenini erkek çalışanların çekmesine kızan adam çalışanları dövdü röntgen cihazını kırdı. Ko

Kadınların röntgenini kadınlar çekmeli!


Nişanlısının röntgenini erkek çalışanların çekmesine kızan adam çalışanları dövdü röntgen cihazını kırdı.

Kocaeli Gebze Verem Savaş Dispanseri"nde nişanlısının röntgenini erkek çalışanların çekmesine kızan Uyanık, stajyer çalışanlara şiddet uyguladı, cihaza zarar verdi. İddiaya göre tanık olan polis "Kadınların röntgenini kadınlar çekmeli" dedi.

BİANET'te Aktan Uslu'nun haberine göre, daha önce de sağlıkçılara yönelik çeşitli saldırıların olduğu Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bu kez verem savaş dispanserinde staj yapan iki lise öğrencisi saldırıya maruz kaldı.

Esat Sayduk Verem Savaş Dispanseri Baştabipliği"ne gelen Dinç Uyanık nişanlısı Kadriye Can ile birlikte evlilik öncesi gerekli olan röntgeni çektirmek üzere geldi.

"ÖĞRENCİLERE ŞİDDET UYGULADI"

Dispanserde stajyer olarak çalışan Gebze Sağlık Meslek Lisesi Çevre Sağlık Teknisyenliği Bölümü öğrencileri Emre Akın ve Onur Durgut, Can"ın röntgen çekimi esnasında üzerindeki önlüğü çıkartması gerektiğini söyledi.

Bu esnada Can"ın nişanlısı Uyanık kendilerinden önce röntgen çektiren kişiden böyle bir talepte bulunulmadığını, erkeklerin röntgenini erkeklerin, kadınların röntgenini kadınların çekmesi ve kadınların teker teker röntgen odasına alınmaması gerektiğini söyleyerek Öğrencilere şiddet uyguladı, röntgen cihazında kullanılan regülatöre zarar verdi.

Öğrenciler Cumhuriyet Polis Merkezi"nde Uyanık'tan şikayetçi olurken Uyanık hakkında kamu davası açıldı. Akın ve Durgut iki gün iş göremez raporu aldılar.

"KADINLARIN RÖNTGENİNİ KADINLAR ÇEKMELİ"

Baştabiplikte çalışan bir hemşirenin iddiasına göre ise olay esnasında olay yerinde bulunan bir polis memuru da vatandaşın haklı olduğunu öne sürüp, �Kadınların röntgenini kadınlar çekmeli� ifadesini kullandı.

Gebze Esat Sayduk Verem Savaş Dispanseri Başhekimi Dr Müfide Akbulut olay üzerine yaptığı açıklamada, �Biz stajyerlerimiz dahil tüm çalışanlara röntgen çektirecek olan kişinin üzerinde metal cihaz bulunmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunuruz. Can'dan önce röntgen çektiren kişinin üzerinde düğmesiz tişört vardı. Saldırıyı gerçekleştiren Uyanık'ın nişanlısının üzerinde ise düğmeli gömlek vardı. Dolayısıyla Can üzerindekini çıkarması konusunda stajyer çalışanlar tarafından uyarılmıştır� dedi.

SALDIRI KINANDI

Dispanserde yaşanan saldırı Kocaeli Tabip Odası ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Gebze Temsilciliği"nin dispanser önündeki basın açıklaması ile kınandı.

İdris Öner Gültekin tarafından yapılan açıklamada �Bu ve buna benzer birçok olayla son zamanlarda sağlık çalışanları olarak çok sık karşılaşıyoruz. Daha önce yaşanan şiddet olayları da sağlıkta uygulanan dönüşüm programı, taşeronlaştırma, özelleştirmeler sonucunda halk ve sağlık çalışanları sağlık hizmeti talebi ve sunumu noktasında karşı karşıya gelmektedir" denildi.



23.05.2008 09:24:00

http://www.timesistanbul.com/haberdetay.asp?tarih=23.05.2008&Newsid=113&Categoryid=1