AMORAL.MLL.FI.

21 Eylül 2008 Pazar

Sığınma evindeki erkekler, oruçlarını yalnız ve hüzünlü açıyor

Sığınma evindeki erkekler, oruçlarını yalnız ve hüzünlü açıyor
Konya'da 7 yıldır hizmet veren Erkek Sığınma Evi'nde Ramazan, hüzünlü ve buruk yaşanıyor.

Eşinden, annesinden, babasından ayrı gurbet içinde gurbet yaşayanlar, akşam hüznünün çöktüğü bu evde oruçlarını açıyor. Sığınma evinde kalanların birçoğu eşini, sevdiklerini değişik nedenlerle kaybetmiş. Birçoğunun ailesi var ama yaşanan sıkıntılar sebebiyle görüşemez olmuşlar. Şimdi kapısını çalacak ne bir kardeş ne de bir aileleri var. Tüm bu sıkıntılarla birlikte sığındıkları evde hiç tanımadıkları ancak birçoğuyla aynı kaderi paylaştıkları erkek arkadaşlarıyla ömür sürüyorlar. Sayıları şu an 40 civarında. Zaman zaman 80 kişinin kaldığı sığınma evinde hayat zor olduğu kadar hüzünlü ve keder yüklü geçiyor.

Şefkat-Der tarafından 2001 yılında açılan Erkek Sığınma Evi, aradan geçen zamanda yaklaşık 4 bin erkeği ağırladı. Eşinden boşanan erkeklerin yanı sıra aile içi huzursuzluktan dolayı bunalıma girip sokaklarda kalan da bu eve sığınmış. Kimsesiz yaşlıların da kalabildiği sığınma evi, cezaevinden tahliye olduktan sonra hasımlarından dolayı memleketine dönemeyenlerin de mekanı olmuş. Kamuoyunda daha çok "Eşlerinden dayak yiyen erkeklerin mekânı" olarak bilinse de aslında gerçek hiç de öyle değil. Sığınma evinde birçok Afganistanlı, Yeni Zelandalı, Nijeryalı, Kongolu, Iraklı mülteci de kalıyor.

Şefkat-Der'e sığınan bu insanların hepsinin ayrı bir hikâyesi var. Sığınma evinin en eski misafirlerinden Veysel Yaşar, epilepsi hastası. Sürekli ilaç kullanıyor. 7 yıldır kaldığı bu ev onun dünyadaki tek sığınağı. Aile içinde yaşanan bazı olumsuzluklar nedeniyle önce eşinden ayrılmış, daha sonra öz kardeşleri tarafından evinden atılmış. Bir yıl sokaklarda banklar üzerinde yatmış. Çöp kutularından ekmek alıp yemiş. Küçük yaşta evlenmiş ama bu evlilik ona mutluluk değil acı getirmiş. Sonunda sokaklara düşmüş. Aile içinde yaşanan sıkıntıyla eşinden ayrılmış ve soğuk kış akşamlarında mekânı olan sokak yaşamının sonunda Şefkat-Der'in sıcak yuvasıyla tanışmış. Bir daha da bu yuvayı hiç terk etmemiş. Yaşanan olumsuzluklara ve zorluklara rağmen bereket ayı Ramazan'da orucunu hiç aksatmıyor. Aksaraylı Ahmet Artıcı da 6 yıldır huzuru Erkek Sığınma Evi'nde bulmuş. O, sokaklarda, parklarda ve otogarlarda zor şartlar altında yaşayıp gidecek yeri olmayanlardan birisi. Neden sığınma evine düştüğünü tekrar o günleri yaşamak istemediği için anlatmaktan kaçınıyor. Yıllardır kaldığı sığınma evinde düzen ve tertibi sağlayan Ahmet Artıcı, böyle bir mekânın açılmasından duyduğu mutluluğu ifade ediyor. Sığınma evinde kalanların çoğunluğunun oruç tuttuğunu dile getiriyor. Artıcı, erkeklerin bazılarının değişik işlerde çalıştığını ancak birçoğunun işsiz olduğunu ifade ediyor.

Hayrettin Bulan: Evsiz erkeklere destek verin

Erkek Sığınma Evi'nin fikir babası Şefkat-Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan, erkeklerin de şiddet gördüğünü belirtiyor. Bulan, kalanların büyük çoğunluğunu ekonomik zorluklar nedeniyle psikolojik problem yaşayanların oluşturduğunu belirtiyor. Türkiye'nin her yerinden yılda 300 civarında erkeğin sığınma talebinde bulunduğunu kaydeden Bulan, yeni erkek sığınma evlerinin açılmasının şart olduğunu söylüyor. Bulan, sığınma evinde kalanların iftarlara davet edilmediğini söyleyerek, "Destek verin." çağrısında bulunuyor.

Aydın Hızlıca - Kazım Pıynar
Zaman Gazetesi 21 Eylül 2008, Pazar

Hiç yorum yok: