AMORAL.MLL.FI.

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Töre 4 çocuklu ailenin peşinde

Töre 4 çocuklu ailenin peşinde

Erol ŞENNUR Sabah Gazetesi 20.8.2008
5 yıl önce berdel evliliği yapan iki aileden biri, 3 çocuklu kadını "geri vermek" isteyince, bu süre içinde 4 çocuğu olan diğer aileye töreden kaçmak düştü..
Şanlıurfa Siverek ilçesinin Turna köyünde yaşayan Ahmet Suvarigil, 5 yıl önce aynı köyde yaşayan Melek Taysun ile berdel karşılığı evlendi. Ahmet Suvarigil, Melek Taysun ile evlenirken, erkek kardeşi Mehmet Ali Tuysun da Ahmet'in ablası ile evlendi. Ahmet'in 4, ablasının ise 3 çocuğu oldu. Ahmet Suvarigil (31) eşi Melek (26) ve çocuklarını alıp Adana'ya geldi ve burada yaşamaya başladı. Eşi ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir hayat süren Suvarigil'in huzuru, geçtiğimiz ay gelen tehdit telefonları yüzünden bozuldu.

'NAMUS MESELESİ'
Ahmet Suvarigil'i arayan eşinin yakınlarından Ömer Karakeçili, "Ablanı birisiyle başbaşa otururken yakaladık. Bu bize göre namus meselesidir. Ablanı evine gönderdik. Kızımızı geri gönder, göndermezsen biz sana yapacağımızı biliyoruz. Seni de, gelmezse bacımızı da öldürürüz" diyerek tehditte bulundu. Ablasının da tehdit edildiğini öğrenen Ahmet Suvarigil eşi ve çocuklarını yanına alarak jandarmaya ve savcılığa 14 kişi hakkında suç duyurusunda bulunarak koruma istedi.


Berdel nedir?

Daha çok başlık parasını ödememek için yapılan berdel evliliklerinde, dört insanın kaderi aile büyüklerinin kararıyla birbirine bağlanmış oluyor. Berdel ile evlendirilen kadınlardan birinin kocası onu istemezse ya da boşarsa, berdel yapılan diğer kadın da eşiyle mutlu olsa bile boşanmak zorunda kalıyor.

Alman televizyonunda Türkiye nasıl rezil oldu


Cengiz SEMERCİOĞLU

Alman televizyonunda Türkiye nasıl rezil oldu Alman televizyon kanalı RTL’de pazartesi akşamı yayınlanan Ekstra Magazin (Extra-Das RTL-Magazin) adlı program, bir Türk ve bir Alman kadını Türkiye’ye tatile gönderdi ve yaşadıklarını başından sonuna gizli kameraya çekti.

Beş ayrı yere gitti kadınlar ve bakın başlarından neler geçti...

1- Hamburgercide

Herkesin görebildiği yerde asılı olan fiyatları Türk kadına lira, Alman kadına euro olarak söylediler.

Yani Türk kadın hamburgeri 6 liraya, Alman kadın 6 euroya aldı.

Üstelik çok ünlü bir fast food zinciriydi bunu yapan, markayı buzlayarak vermelerine rağmen ne olduğu anlaşılıyordu.

Kameralar geldiğinde bütün satış görevlileri bir yerlere kaçıştı, sonra bir görevli çıktı pişkince "Alman kadına sattığımız fiyatlar pahalı değil" dedi.

2- Takside

Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

Türk kadın 20 euro ödedi, Alman kadın 30 euro...

Kameralar Alman’ı taşıyan taksiciyi bulup sordu.

"Anlaşamadık, çok dolaştık yol uzadı" falan dedi.

Sonradan anlaşıldı, gece tarifesi açmış.

3- Mağazada

Alman kadın bir mağazaya girip çanta satın aldı, 70 euro ödedi.

Bunların hepsi gizli kamerayla çekiliyor.

Bir süre sonra Türk kadın aynı mağazaya girip aynı çantayı aldı, 30 euroya...

Sonra kameralar geldi, neden böyle yaptığını sordular bizim uyanığa...

Neyse ki bu satıcı insaflı çıktı, özür dileyip 40 eurosunu iade etti Alman’ın.

4- Kuyumcuda

Alman kadın kuyumcuya girip 170 euroya bir kolye aldı.

Ardından dükkana giden Türk kadın aynı kolyeye 130 euroya ödedi.

Kameralar gelip "Bu fark turist olmasından mı kaynaklanıyor" diye sorunca dükkan sahibi sinirlendi.

Başladı bağırmaya; "Serbest piyasa bu, istediğimi istediğim fiyata satarım size ne oluyor, kimse karışamaz bana" diye...

Almanlar neye uğradıklarını şaşırıp çıktılar dükkandan.

5- Restoranda

Alman kadın bir restorana girip, mezeler, yemekler sipariş etti.

Ardından Türk kadın girdi, aynı yemekleri yiyip aynı şeyleri içti...

Sıkı durun!

İkisi de kuruşu kuruşuna aynı parayı ödedi.

Kameralar mikrofon uzatınca da restoran sahibi; "Bizim için din, dil, ırk fark etmez. Her müşterimiz önemlidir, her müşteriye aynı hizmeti aynı fiyata sunarız" dedi.

Derin bir ohh çektik, nihayet dürüst bir satıcı çıktı diye...

* * *
Bu anlattıklarım aynı sırayla salı akşamı RTL’de yayınlandı.

Her bölümün arasında da Türk bayrakları dalgalandı, sahillerden görüntüler yayınlandı.

Sonunda da toplu bir hesap çıkardılar.

"Bir Almanla bir Türk’ün Türkiye’de yaptıkları günlük harcamalar arasındaki fark 108-110 euro civarında" sonucuna vardılar...

Yani açıkça "Bu Türkler bizi kazıklıyor" dediler.

Şimdi siz Almanya’da istediğiniz kadar turizm reklamı yapın, salı gecesi RTL’yi izleyen milyonlarca Alman’ın kafasındaki "Kazıkçı Türkler" imajını silebilir misiniz?

Hem her şey dahil sistemlerle en ucuz tatil cenneti ol hem de kazıkçı olarak anıl...

Bir de üstüne böyle rezil ol...

Esnafından otelcisine kadar hálá turizmi öğrenemedik ya ona yanıyorum.

Bu yabancı anneler çocuklarını sevmiyor!

İnsan tatilde bolca etrafını gözleme fırsatı buluyor, sonuçta da sinir hastası olarak geri dönüyor.

Geçen hafta sonu şezlong gündemimde Türk anneleri vardı, bolca onları gözledim.

Türk anneleri ile yabancı anneler arasında ciddi davranış farklılıkları var. Bizimkiler sürekli bir uyarı halinde;

Çok açılma çocuğum boğulursun...

Orada durma başına güneş geçecek...

Oynama diyorum sana şunlarla...

Ayağına terliğini giy...

Gözüne kum kaçacak...

Plaj gibi çocukların en rahat edecekleri yerde bile sürekli uyarı, sürekli uyarı...

Hani çocukların akılları biraz daha hızlı gelişse eminim hepsi "Yeteeeer beeee" deyip isyan bayrağını daha o yaşta açacak.

Oysa yabancı anneler çocukların üzerine hiç bu kadar düşmüyor.

Ne yani onlar çocuklarını bizimkilerden daha mı az seviyor, daha mı az düşünüyor.

Onlar "yapma, etme" diye sürekli uyaracaklarına çocuklarıyla birlikte hareket ediyorlar, sürekli uzaktan kontrol ediyorlar.

Sonra bizim o erkek çocukları büyüyor, annesine düşkün adamlar haline dönüşüyorlar...

Ee olan yine bizim kadınlara oluyor, anne sözünden çıkmayan adamlarla uğraşmak zorunda kalıyorlar.

Afgan kadınları kendilerini yakıyor

Afgan kadınının çığlığı



İşte baskılarla dolu yaşamların sonu. Afganistan'da giderek daha çok kadın intiharı seçiyor. Bunun için kendilerini yakıyorlar. Çünkü en ucuz intihar şekli bu... Ama acılarla dolu yaşamların acı sonuna bile dünya hala kayıtsız.

Kendini yakan kadınların dramı

Afganistan'da kadın olmak

ABD'nin 2001'de Afganistan'da Taliban iktidarına karşı başlattığı harekatla Taliban'dan "kurtardığı" ülkede, kadınların gelişimine dair verilen sözler çoktan unutuldu. Taliban gitti ama yerine gelen iktidar, kadınlar için neredeyse hiç bir şey yapmadı. Kadınlar yine eğitimden mahrum, sosyal hayattan dışlanmış, mahalle baskısı altında yaşamaya devam ediyor.

Burkadan, sargılara

Güçlüklerle dolu yaşamlarından kaçabilmek için kendilerini yakarak intihar etmeyi seçen kadınların sayısı giderek artıyor. Bunun için ise kendilerini yakarak öldürmeyi seçiyorlar. Çünkü en ucuz intihar şekli bu. Yapılan araştırmalara göre Afgan kadınları en kolay ateşe ulaşabiliyor. İşte bu yüzden şu sıralar Herat kentindeki hastanenin Yanık Ünitesi, kendini yakarak öldürmeye çalışan kadınlarla dolup taşıyor. Onlar burkadan çıkıp, sargılara giriyor. Çoğu da kurtarılamıyor.
Tecavüz, taciz, mahalle baskısı, zorla evlilik

Alman sivil toplum örgütü 'Medica Mondiale'ye göre, son bir yılda "tek kurtuluşu" kendini yakmakta bulan Afgan kadınlarının sayısı ikiye katlandı. Başkent Kabil'de sadece bu yıl 36 kadın kendini yakarak intihar etti. İntihar olaylarının başlıca sebepleri arasında zorla evlendirilme, tecavüz, cinsel taciz, mahalle baskısı, burka altında geçen ya da geçmek bilmeyen yıllar var.

Cinsel ilişkiye girmeyen kocaya ceza

Cinsel ilişkiye girmeyen kocaya ceza

20 Ağustos 2008

ANKA

Cinsel ilişkiye girmeyen kocaya ceza
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evlilik süreci içerisinde eşiyle cinsel ilişkide bulunmayan kocayı tazminat ödemeye mahkum etti. Yargıtay, verdiği kararda cinsel ilişkide bulunmamayı da ‘kişilik haklarına saldırı’ olarak yorumladı.

Eşinin kendisiyle birlikte olmadığı gerekçesiyle boşanma ve tazminat talebiyle açılan davada Ankara 3. Aile Mahkemesi’nin verdiği kararı bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, cinsel birleşmenin olmaması nedeniyle kocanın tazminata mahkum edilmesi gerektiğine karar verdi.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, verdiği kararda şu görüşleri dile getirdi:

“Erkek eş tarafından psikolojik nedenlerle de olsa cinsel birleşmenin gerçekleştirilmemesi kadına manevi tazminat verilmesi için yeterlidir. Ruhsal nedenlerle de olsa cinsel birleşmenin gerçekleştirilmemesi kusur oluşturur. Davacı kadının kişilik haklarına saldırının varlığı sabittir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.”

Hurriyet Gazetesi

Bir aylık gelinin cinneti

Bir aylık gelinin cinneti

20 Ağustos 2008

Arda AKIN / ANKARA

Bir aylık gelinin cinneti
18 yaşındaki bir aylık gelin, kavgalı olduğu kayınvalidesini eve getiren eşini kalbinden bıçaklayarak öldürdü.

YAKLAŞIK iki yıl önce tanışan Kübra (18) ile Yakup Yaşar (24), geçen ay evlilik hazırlıkları yapmaya başladı. Yakup Yaşar, yalnız yaşayan annesi Elife Yaşar’ın da kendileriyle yaşamasını istediğini söyledi. Bunu kabul etmeyen Kübra Yaşar, müstakbel kayınvalidesiyle de tartıştı. Genç çift 17 Temmuz’da evlenerek, kayınvalidenin Sincan’daki evinin bulunduğu mahallede bir ev tuttu. Yakup Yaşar, eşini tartıştığı annesiyle barıştırmak istedi. Annesini önceki akşam eve getiren Yakup Yaşar, eşinin hakaretlerine maruz kaldı.

İddiaya göre Elife Yaşar, gelinini sakinleştirmeye çalışırken, genç kadın, "Sen karı koca arasındaki tartışmaya karışma" diyerek bağırdı. Bunun üzerine Yakup Yaşar, eşine, "Elini öp ve barışın" dedi. Ancak Kübra Yaşar, bıçağı eşinin kalbine sapladı. Genç damat hastaneye kaldırıldı, kurtarılamadı. Gözaltına alınan ve ifadesinde kayınvalidesinin eve gelmesine kızdığını belirten Kübra Yaşar, "Eşimin, kayınvalidemi bizde kalması için getirdiğini düşündüm. Bıçağı elime aldım ve gözümü kararttım. Daha sonrasını hatırlamıyorum. Eşimi çok seviyordum, ölmesini kesinlikle istemedim" dedi. Genç kadın tutuklandı.

Hurriyet Gazetesi