AMORAL.MLL.FI.

30 Mayıs 2008 Cuma

Bir kadin ne ister?


Eski eşe 30 bıçak darbesi

Eski eşe 30 bıçak darbesi

Adana'da bir kişi ayrıldığı eşini "Gel yeniden birlikte olalım" teklifini reddedince sabaha karşı gizlice girdiği evinde uykusunda 30 bıçak darbesiyle öldürdü.Olay sabah erken saatlerde yaşandı. Ziyapaşa Mahallesi 9 Sokak 15 numaralı iki katlı evin birinci katında yaşayan iki çocuk annesi 30 yaşındaki Dilek Saner, 6 yıl önce ayrıldığı eşi Hüseyin K. ile Eski Baraj'da dün bir araya gelerek konuştu. İddialara göre, Saner, eşinin "Yeniden birlikte olalım" teklifini reddetti. Aynı mahallede yaşayan Hüseyin K. sabah saatlerinde eşinin evine gizlice girerek bıçakla Dilek Saner'i 30 yerinden yaraladı. Bağırmalar üzerine alt katta oturan kızı Saner'in evine inen anne Zeliha Saner, kızını kanlar içinde buldu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, ağır yaralı haldeki Saner'i acil yardım ambulansı ile Numune Hastanesi'ne sevketti. Ancak Saner, yapılan müdahalalere rağmen kurtarılamadı. Bu arada, abla Hülya Saner, eski eniştesinin sık sık kardeşini ölümle tehdit ettiğini ve daha önce de bir kez bıçakladığını söyledi. Saner'in iki erkek çocuğu bulunuyordu. Polis ekipleri, eski eşini öldüren Hüseyin K.'yı suç aleti bıçakla yakaladı. Soruşturma sürüyor.
CİHAN

Aldatmaya çifte infaz

Aldatmaya çifte infaz

30 Mayıs 2008 Hurriyet Gazetesi

Hüseyin TÜCCAR- Göksel BAŞARAN- Selahattin BUDAKOĞLU/ BURSA (DHA)

Bursa’da özel bir şirkette temizlik görevlisi olarak çalışan 39 yaşındaki Murat Oğur, kendisini aldatan 4 çocuk annesi eşini ve sevgilisini evinde uygunsuz halde yakaladı. Çocukları duymaması için odayı kapatan Murat Oğur, eşi 30 yaşındaki Nazlı Oğur ile 33 yaşındaki sevgilisi Recep Fidan’ı bıçaklayarak öldürdü. Oğur, daha sonra yanına gittiği babası Hasan Oğur'a “Namusunu temizledim, özür dilerim” dedi. Zanlı daha sonra cep telefonu ile aradığı polis olan akrabasına teslim oldu.

Nazlı ve Murat O. çifti, 15 yıl önce evlendi. Özel temizlik şirketinde çalışan Murat O. ile markette kasiyerlik yapan Nazlı O. çiftinin 4 çocukları dünyaya geldi. İddiaya göre Murat O., son bir yıl içerisinde komşularının “Nazlı seni, markette birlikte çalıştığı Recep F. ile aldatıyor” dedikodularından rahatsız oldu. Murat O., eşinin kabul etmediği, kendisinin ise inanmak istemediği bu söylentilerden sonra geçen ocak ayında Osmangazi İlçesi Çiftehavuzlar Mahallesi’nde kiraladıkları eve taşındılar.

KARŞI KAHVEDEN GÖZETLEDİ
Murat O., taşınmasına rağmen eşinin kendisini aldattığı şüphesinden kurtulamadı. Çocuklarından 3 yaşındaki Seda ve 5 yaşındaki Furkan, Balıkesir’in Gönen İlçesi’ne bağlı Tuzakçı Köyü'nde oturan kayınpereninin yanında bulunan Murat O., dün saat 19.00 sıralarında, ‘işe gidiyorum’ diyerek evden ayrıldı. Üst katında oturduğu üç katlı binanın karşısındaki kahveye geçen Murat O., evini gözetlemeye başladı.

Saat 23.00 sıralarında evli olan Remzi F.’nin evine girdiğini daha sonrada yatak odasının lambasının yandığını gören Murat O., saat 01.00’e kadar bekledikten sonra, kapıyı anahtarla sessizce açtığı evine girdi. Yatak odasında yakaladığı eşi Nazlı O. ve Recep F.’nin seslerini duyan Murat O., bu kez odalarında uyuyan çocukları 10 yaşındaki Büşra ve 7 yaşındaki Tuğçe’nin yanına gitti. Çocuklarını öpüp koklayan, üzerlerini örten Murat O., daha sonra mutfaktan aldığı bıçakla yatak odasına girdi.

Kaçmalarını önlemek için odanın kapısını içerken kilitleyen Murat O., Nazlı O. ve sevgilisi Recep F.'ye bıçakla saldırdı. Eşini 10, sevgilisini de 17 yerinden bıçaklayıp öldürdü.
Murat O. işlediği çifte cinayetten sonra odadan çıkarken, çocukları uyanınca cesetleri görmesinler diye yatak odasının kapısını yeniden kilitleyip anahtarı yanına alarak evden ayrıldı.
Doğruca kentin İsmetiye Mahallesi’nde oturan babası Hasan O.'un evine giden Murat O., “Ben Nazlı’yı öldürdüm. Öldürmek zorundaydım. Çünkü beni ve sizi aldattı. Namusumuzu temizledim. Çocuklarım sizlere emanet. Ne olur iyi bakın. Özür diliyorum” dedi.

POLİS AKRABASINI ARADI
Babasının evinde bir süre dinlenen Murat O., sabah saat 09.00 sıralarında Bursa Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yapan akrabası Murat K.’yi arayıp, işlediği cinayeti anlattı.

Teslim olacağını söyleyen Murat O.'yu, polis arkadaşlarıyla eve gelen yakını Murat K. teslim aldı ve emniyete götürdü.

POLİS ÖNCE ÇOCUKLARI ÇIKARTTI SONRA CESETLERİ
Cinayetin ortaya çıkmasından sonra eve giden polis sokak kapısını çaldı. Kapıyı açan çocuklara ‘Anneniz nerede?’ diye soran polis, ‘Odasında uyuyor’ yanıtını aldığı iki kardeşi evden uzaklaştırdı. Daha sonra kapıyı açamayınca camını kırdığı yatak odasına giren polis kanlar içersinde yatan iki kişinin cesetleriyle karşılaştı. Yapılan ilk tesbitlere göre Nazlı O.’da 10, Recep F.’de ise 17 bıçak darbesi tespit edildi. Cesetler otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu
Morgu'na kaldırıldı.

Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınan Murat O., ‘Birden fazla kişiyi öldürmek’ suçundan adliyeye çıkartılacak.

Gelen ölüm gizlenmiş t

Gelen ölüm gizlenmiş

30 Mayıs 2008

Savaş ÖZBEY

Gelen ölüm gizlenmiş
Bursa, iki aydır üç çocuğun annelerini parçalamasıyla sarsılmış durumda. İnternette annesini nasıl öldüreceği konusunda bir anket düzenleyen M.F.’den önce, iki kişi daha annelerini öldürdü.

İlk cinayet mart ayı sonunda yine aynı mahallede oldu. Bir üst sokakta Sunay Y., annesi Elmas Y.’yi öldürdü. Birkaç hafta sonra nisan ayında komşu Gaziakdemir Mahallesi’nde de Zeynep D. annesi Fatma D.’yi öldürdü. Hamitler Mahallesi Muhtarı Kemal Coşkun, yaşanan dehşeti, "Bölgede herkesin psikolojisi değişti. İnsanlar huzursuz. Öz çocuklarına ’Acaba mı, benim çocuğum da mı?’ diye bakıyor" sözleriyle anlatıyor.

’Çocukluk’ deyip geçtiler

Daha önceki iki anne cinayeti sonrası, M.F.’nin annesi Asiye F. de endişeye kapılmış. Kız kardeşine, "Oğlum da beni keser mi" diye sormuş. Sonrasını kız kardeşi, "Bu kaygısını çabuk unuttu. ’Zaten evlatlarım için yaşıyorum, ölürsem onların elinden olsun’ diyordu" diye anlatıyor. M.F.’nin teyzesi, anne katili gencin internette açtığı sayfayı ve anketi bir buçuk ay önce gördüklerini, ama morali bozulmasın diye annesine söylemediklerini de anlattı. "Dehşete düştük. Polise haber versek mi diye düşündük ama vazgeçtik. Kimseye söylememeye karar verdik, çünkü bunun ciddiye alınamayacak bir çocukluk olduğunu düşündük" dedi.

Kavga ’çek-yattan’ çıktı

M.F., anlatılanlara göre son zamanlarda sigara ve bira içmeye başladı. Parasız kaldığında evin üstünde, inşaat halindeki katta bulunan, kullanılmayan eşyaları satıyordu. Annesi bira ve sigara içmesin diye bilhassa az para veriyordu. Korkunç cinayeti işlediği pazartesi günü, annesiyle yine tartıştı. Odasına çok önem veriyordu. Duvarları boyamış, sevdiği grubun posterlerini asmış, illüstrasyonlar çizmişti. Ama odadaki iki çekyattan birinin gitmesini istiyordu. Annesi ise çekyat çok yeni olduğu için üst kata çıkarmasına izin vermiyordu. Tartışma buradan çıktı. Anne, akrabalarını arayıp oğluyla kavga ettiğini söyleyince, onları barıştırmak için saat 20.00 civarında eve kuzeni geldi. Anne-oğul barışıp sakinleşince ayrıldı. Teyze ve diğer akrabalar bir saat sonra kontrol için uğradıklarında ışıklar kapalıydı. Anne-oğul kapıyı açmadılar. Akrabalar, "Herhalde her şey yolunda ki, yatıp uyumuşlar" diye düşündü.

Arandığını duyunca güldü

Polisin peşine düştüğü akşam, M.F. arandığından habersiz dolaşıyordu. Saat 19.30’da, 10 yıldır sürekli gittiği internet kafelerden birine uğradı. Sahibi Ertan Cesur ona arandığını söyleyince, bir sigara yaktı, güldü, "Saçmalama, olmaz öyle şey" dedi. Ertan Cesur, M.F.’yi şöyle anlattı: "İnternette yarım saat takılır, tek başına gelir tek başına giderdi. Elimizde büyüdü sayılır, bebekliğini biliriz. Efendi, sakin bir çocuktu, uyuşturucu kullandığını hiç görmedim, hiç duymadım. Sigaraya bile 2-3 sene önce başladı."

Mükemmel resim yapardı

Sondan bir önceki iş yerinin sahibi de uyuşturucuyla bir ilgisinin olmadığını belirtti: "Üç ay kadar bizde çalıştı. Genç çocuk tabii, sıkılıyordu. Sürekli Knight on Live adlı oyunu oynardı. Çok yetenekli ve zekiydi. Gitar çalar, mükemmel resimyapardı. Otursun, iki dakikada fotoğrafınızı çizer. Saldırgan davranışları yoktu. Hatta çekingen, korkak sayılırdı. Bir seferinde bir çocukla takışmış, abi abi diye bana kurtarttı kendini."

Baba gidince aile karıştı

GENÇ M.F.’yi cinayete kadar götüren olaylar zinciri, üç yıl önce başladı. Baba, Bulgaristan’da bir kadın için 20 yıllık eşi ve 3 çocuğunu terk etti. M.F.’nin notları başlangıçta, ODTÜ’de okuyan iki ablası kadar iyiydi. Sonra devamsızlığa başladı, iki kez üst üste sınıfta kalınca atıldı. Anneyle baba sürekli kavga ediyordu. ODTÜ’de okuyan ablaların masrafını baba karşılıyordu.

Anneniz delirdi

Annenin akrabalarına göre, babası ve yeni eşi, çocukları alacaklarını söyleyerek annesini tehdit ediyorlardı. Asiye hanım ilaç tedavisine başlamıştı. Baba, kızları ve oğluna, "Sizi aldıracağım, anneniz deli" diyordu. Oysa Asiye F. çevresinde sevilen biriydi; çalıştığı fabrikadan 4 otobüs dolusu insanın cenazesine gelmesi de bunu gösteriyordu.

Annemle barıştık

Huzursuzluk yaşayan ailede son bir ay içinde anne-oğulun oğulun arası düzeldi. M.F. akrabalarına "Annemle barıştık" diyordu. Hatta inşaat halindeki ikinci katı, M.F.’nin olacaktı. Delikanlı yeni işe geçmiş, Bursa’nın en nezih kafesinde çalışmaya başlamıştı. Asgari ücretten biraz fazla kazanıyordu. Barda duruyor, garsonlara çay, kahve, meşrubatları veriyordu. Saçını boyatmak için izin istediğinde, kafe sahipleri ’Olur’ demişti. Tırnaklarına, iş çıkışı oje sürüyordu.

Yanına yaklaşılacak tip değildi

KORKUNÇ cinayeti işleyen M.F.’yi tanıyanlar ve mahalle sakinleri, Hürriyet muhabirlerine delikanlıyı şöyle anlattı:

Gökhan Alan (15), (mahalle arkadaşı): "5-6 senedir tanıyorum. Basket arkadaşımdı. Kendi halindeydi. En son 4-5 gün önce gördüm. O zaman saçları siyahtı. Demek son 4 günde boyattı."

Yavuz Yılmaz (16), (Bitişik komşunun oğlu): "Üç senedir komşuyuz ama ben onunla pek konuşmazdım. Yanına yaklaşılacak tipi yoktu. Saçı başı bir acayipti. O yüzden selamlaşmazdım onunla."

Tüpçüyü patlatacaktı

Necati Yazıcıoğlu (Esnaf-komşu): "Evlerinin üst katında top sektirdiği için komşuyla takıştı. Bu takışmayı komşuya pahalıya ödetmek istedi. Buruşturulmuş kağıtları tutuşturup tüplerin bulunduğu depoya fırlattı. Suya denk geldi de bir şey olmadı. Benim oğlan bunu biraz hırpalamış. Anacığı da ’Oğlum dayak yedi’ diye polise gidip şikayetçi olmuş. 300 lira para cezası ödedik."

’5 vakit namaz kılardım sonra ateist oldum’

BURSA E Tipi Cezaevi’nde tek kişilik koğuşa konan M.F. polislere, "İki yıl öncesine kadar beş vakit namaz kılıyordum, sonra ateist oldum" dedi. İnternette grup kurup, ’Annemi nasıl öldürürüm?’ diye anket yaptıktan sonra, önce bıçaklayıp sonra boğarak öldüdüğü annesiyle 3 yıldır tartıştıklarını söyleyen M.F.’nin cinayetiyle ilgili, önemli ipuçları da bulundu. Polis, M.F.’nin sürekli gittiği internet kafede, yakalanmadan kısa süre önce Ankara ODTÜ’de okuyan ablaları 25 yaşındaki Selda ve 20 yaşındaki Narin ile yazıştığını saptadı. M.F.’nin, ablalarına annesini öldürdüğünü söylemediği, "Annemle ilişkilerimiz gayet iyi" diye yazdığı ortaya çıktı. Asiye F. ise toprağa verildi

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9056499.asp?gid=229&sz=45330

Bakire çıkmayan Müslüman gelinin nikáhı geçersiz

Bakire çıkmayan Müslüman gelinin nikáhı geçersiz


Muammer ELVEREN/PARİS

Bakire çıkmayan Müslüman gelinin nikáhı geçersiz
Fransa’da mahkeme, evlilik öncesinde bakire olmadığını eşine söylemeyen Müslüman kadının nikahını geçersiz saydı.

Dini gelenekleri de dikkate alarak davacı kocayı haklı bulan yargıç "Gelin dürüst davranmamıştır, evlilik yalan üzerine kurulamaz" dedi. Müslüman çiftin milliyeti bilinmiyor.

FRANSA’da bir mahkeme, gelin bakire çıkmadığı için nikahının geçersiz sayılmasını isteyen Müslüman bir gencin talebini haklı buldu. Mahkeme, kadının nikah öncesi cinsel yaşamıyla ilgili dürüst davranmadığını belirterek, evliliğin yalan üzerine kurulamayacağına karar verdi.

Liberation Gazetesi’nde çıkan habere göre, mahkeme kayıtlarında Müslüman çiftin adına yer verilmedi, gençlerin adı X ve Y olarak geçti. Fransa’nın Lille kentinde gittikleri okulda tanışan çift, 2006 yılının Temmuz ayında muhteşem bir düğünle dünya evine girdi. Ancak zifaf gecesinde genç kız bakire çıkmadı. Bunun üzerine altlarındaki çarşafı kapan genç, kapıda lekeli çarşafı bekleyenlere, "Gelin, bana ’bakireyim’ diye yalan söylemiş, bakire değil. Bakın çarşafta kan lekesi yok. Evlilik yalan üzerine kurulmaz, ayrılmak için mahkemeye başvuracağım" dedi. Damat, boşanma başarısız bir evlilik olarak algılanacağından, nikahın iptal edilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu.

Eşini aldattı sayıldı

Damadın avukatı Xavier Labee, "müvekkilim ’bakireyim’ diye yalan söyleyen gelinin hem kendisini, hem de ailesini aldattığını, yalan üzerine kurulan evliliğin yürümeyeceğini düşünüyor" dedi. Hakim hem dini unsurları, hem de gelenek ve görenekleri göz önüne alarak yeni evli çiftin nikahını iptal etti.

Nisan ayında yaşanan bu dava bir hukuk dergisinde yayınlanınca Liberation Gazetesi’ne yansıdı. Liberation, mahkeme kararının medeni kanundaki ’eş aldatma’ maddesine dayandırıldığına işaret ederken, "Bu karar, kızlık zarı diken doktorların önünde sıra beklemeye neden olur mu bilinmez" dedi.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/9056282.asp?gid=229&sz=79966