AMORAL.MLL.FI.

3 Şubat 2008 Pazar

KADINA KARŞI ŞIDDETE SON

KADINA KARŞI ŞIDDETE SON

Şiddetin çok çeşitli tanımları yapılabilir. Şiddet fiziksel ve ruhsal olabilir. Farklı mekanlarda, evde, okulda, sokakta, kadınlara, erkeklere, çocuklara, yaşlılara uygulanabilir. Dünyada, kadın ve kız çocukları sayısız kez şiddete maruz kalmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayanan bu korkunç şiddet hareketleri doğumdan ölüme kadar devam etmektedir. Diğer suçların yanısıra, kadına yönelik şiddet; doğum öncesinde erkek çocuk isteğiyle cinsiyet seçimini, yeni doğan kız çocuğunun öldürülmesini, cinsel istismarı, kadın sünnetini, okulda ve işyerinde cinsel tacizi, insan ticaretini, zorla fuhuş yaptırılmasını, çeyizle ilgili, ev içi şiddeti, dayak ve evlilik içi tecavüz gibi konuları içermektedir. Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet; sınıfına, ahlaki değerlerine, kültürüne ya da ülkeye bakılmaksızın toplumun her kesiminde görülmektedir.

Kadına karşı uygulanan şiddet olgusu doğrudan kişisel haklar ve bu hakların korunmasına ilişkindir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Kofi Annan da bunu "Kadına Karşı Şiddet en utanç verici ve en yaygın insan hakları ihlalidir" şeklinde ifade etmiştir. Şunu altını çizmeme izin verin: Kadına karşı şiddet bir insan hakları ihlalidir. Bu, ailenin haklarını değil birey haklarını korumak anlamına gelmektedir. Uluslararası tecrübeler göstermektedir ki hükümetler, hükümet yetkilileri ve nüfusun çoğunluğu bu problemin ailenin değil toplumun problemi olduğunu anlarlarsa kadına karşı şiddetle mücadelede de o ölçüde gerçek faydalar elde edilebilir. "Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi" kadınlara yönelik şiddeti; "ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma" (1. madde) şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanımın son yorumlamalarına "kurbanı ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakmak" da dahil edilmiştir.

Bildirge, önsözünde kadınlara yönelik şiddeti, "erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi" ve "erkeklerle karşılaştırıldığında kadınları zorla bağımlı bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri" olarak tanımlamaktadır. "Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi"ne göre, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, "bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen" şiddettir. Kadına Yönelik Şiddet denildiğinde daha çok fiziksel şiddet anlaşılmaktadır, ama fiziksel şiddete öncelik vermenin önemi bir tarafa, toplumun kadına yönelik şiddet denildiğinde temel insan haklarının ihlali olduğunu ve kadınların istekleri dışında gerçekleşen her türlü eylemin ve onları baskı altında tutan her türlü tavır ve davranışın şiddet olduğunu anlamasını sağlamamız gerekmektedir.

Bu konudaki en önemli sorun, kadına yönelik şiddet konusunda toplumda bir duyarlılığın olmaması, bu olgunun doğal karşılanması. Kadına yönelik şiddet olgusunun temel insan haklarının ihlali olduğunun farkında olunmaması. Sorunun çözümü için çok kapsamlı çalışmaların yapılması gerekliliği aşikardır. Bu konunun çözüme ulaşabilmesi için öncelikle bireyin daha sonra da sırasıyla toplumun ve devletin sorumlulukları ortaya koyulmalıdır. Şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunun kabul edilmesiyle Türk Hükümeti'nin yaptırımları daha çok gündeme gelmiştir. İnsan hakları literatüründe, ulusal ve yerel düzeydeki hükümet kuruluşları ve hükümet görevlileri bu sorunun çözümlenmesinden sorumludur. İlk amaç kamuoyunda bu konuya ilişkin farkındalık yaratmaktır. Bu yönde atılacak her adım , Kadına Karşı Şiddeti Sonlandırma yolunda önemli bir adım olacaktır.

http://www.gencgazeteciler.org/ksiddet.asp

Hiç yorum yok: