Dicle Üniversitesi'nde görevli bir grup sosyoloğun töre ve namus cinayetleri üzerine yaptığı araştırmaya göre, bu suçtan cezaevinde olanlar itibar görüyor
Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı başkanlığındaki sekiz kişilik ekibin, 25 cezaevinde, 124 tutuklu ya da hükümlü ile görüşerek töre ve namus cinayeti işleyenler üzerine yaptığı araştırmada çok ilginç örneklerle karşılaşıldı.
Özelikle cezası kesinleşenlerin samimi itiraflarda bulunduğunu kaydeden Bağlı, "Çok canice işlenen cinayetleri soğukkanlılıkla anlatanlar var. Çok az da olsa vicdan azabı çekenler var" dedi. Töre ve namus cinayeti işleyenlerin çok azının pişman olduğunu vurgulayan Bağlı, şöyle konuştu: "Kişisel vicdan azabı çekiyorlar. Ancak toplumsal açıdan vicdanları çok rahat. Çünkü cinayetler toplumsal bir baskı sonucu işleniyor. Görüştüğümüz bir hükümlü, akrabası olan iki kadını 'kıtır kıtır' kestiğini, torbalara koyarak arabanın bagajında karakola teslim olmaya gittiğini anlattı.
Torbalardaki cesetleri gören polis şok yaşamış. Töre ve namus cinayetlerini işleyenler çok ağır bir yükten kurtulduklarına inanıyor."
Cinayetleri belli bir kesime bağlamanın doğru olmadığını söyleyen Bağlı, "Feodal yapı ile bağlantıları olduğunu düşünenler var. Ancak böyle değil. Aralarında üniversite mezunu da var, okuma yazma bilmeyen de. Çeşitli inanca bağlı kişiler de var" dedi.
Erkekler de öldürülüyor
Töre ve namus cinayetlerine kurban gidenlerin sadece kadınlar olmadığını, dördünün erkek olduğunu tespit ettiklerini anlatan Bağlı, cinayetleri işleyenler arasında kadınların da bulunduğunu, bazı kadınların da azmettirdikleri için cezaevinde olduklarını ifade etti.
Kadınların azmettirme konusunda küçümsenmeyecek bir rolünün bulunduğunu, bazı cinayetlerin aile meclisi kararıyla bazılarının da kişinin bireysel kararı sonucu işlendiğini kaydeden Bağlı, aile meclisi kararının düşünüldüğü gibi aile büyükleri arasında yapılan toplantı sonucunda değil, bire bir görüşmeler üzerinden yapıldığını belirtti.
Bağlı, "Onlar için önemli olan namuslarını temizlemek. Töre ve namus cinayeti işleyenler cezaevlerinde çok itibar görüyor. Diğer mahkûmlar onlara çok saygı gösteriyor. Özellikle bu bölgedeki tutuklu ve hükümlüler cinayetleri işlediklerini şevkle, aşkla anlatıyor" diye konuştu.
Cinayetlerinin sadece hukukla ele alınmasının doğru olmadığını, konunun cezai yaptırımlarla işlendiğini, bunun sorunun derinleşmesine neden olabileceğini dile getiren Bağlı, "Bazı hükümlüler alacakları cezayı bildiklerini, ancak bunu umursamadıklarını anlattı. Aile ve evlilik biçimlerini araştırmak lazım. Cinayetleri önlemek için toplumsal bilinç oluşturulmalı" dedi.
Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı başkanlığındaki sekiz kişilik ekibin, 25 cezaevinde, 124 tutuklu ya da hükümlü ile görüşerek töre ve namus cinayeti işleyenler üzerine yaptığı araştırmada çok ilginç örneklerle karşılaşıldı.
Özelikle cezası kesinleşenlerin samimi itiraflarda bulunduğunu kaydeden Bağlı, "Çok canice işlenen cinayetleri soğukkanlılıkla anlatanlar var. Çok az da olsa vicdan azabı çekenler var" dedi. Töre ve namus cinayeti işleyenlerin çok azının pişman olduğunu vurgulayan Bağlı, şöyle konuştu: "Kişisel vicdan azabı çekiyorlar. Ancak toplumsal açıdan vicdanları çok rahat. Çünkü cinayetler toplumsal bir baskı sonucu işleniyor. Görüştüğümüz bir hükümlü, akrabası olan iki kadını 'kıtır kıtır' kestiğini, torbalara koyarak arabanın bagajında karakola teslim olmaya gittiğini anlattı.
Torbalardaki cesetleri gören polis şok yaşamış. Töre ve namus cinayetlerini işleyenler çok ağır bir yükten kurtulduklarına inanıyor."
Cinayetleri belli bir kesime bağlamanın doğru olmadığını söyleyen Bağlı, "Feodal yapı ile bağlantıları olduğunu düşünenler var. Ancak böyle değil. Aralarında üniversite mezunu da var, okuma yazma bilmeyen de. Çeşitli inanca bağlı kişiler de var" dedi.
Erkekler de öldürülüyor
Töre ve namus cinayetlerine kurban gidenlerin sadece kadınlar olmadığını, dördünün erkek olduğunu tespit ettiklerini anlatan Bağlı, cinayetleri işleyenler arasında kadınların da bulunduğunu, bazı kadınların da azmettirdikleri için cezaevinde olduklarını ifade etti.
Kadınların azmettirme konusunda küçümsenmeyecek bir rolünün bulunduğunu, bazı cinayetlerin aile meclisi kararıyla bazılarının da kişinin bireysel kararı sonucu işlendiğini kaydeden Bağlı, aile meclisi kararının düşünüldüğü gibi aile büyükleri arasında yapılan toplantı sonucunda değil, bire bir görüşmeler üzerinden yapıldığını belirtti.
Bağlı, "Onlar için önemli olan namuslarını temizlemek. Töre ve namus cinayeti işleyenler cezaevlerinde çok itibar görüyor. Diğer mahkûmlar onlara çok saygı gösteriyor. Özellikle bu bölgedeki tutuklu ve hükümlüler cinayetleri işlediklerini şevkle, aşkla anlatıyor" diye konuştu.
Cinayetlerinin sadece hukukla ele alınmasının doğru olmadığını, konunun cezai yaptırımlarla işlendiğini, bunun sorunun derinleşmesine neden olabileceğini dile getiren Bağlı, "Bazı hükümlüler alacakları cezayı bildiklerini, ancak bunu umursamadıklarını anlattı. Aile ve evlilik biçimlerini araştırmak lazım. Cinayetleri önlemek için toplumsal bilinç oluşturulmalı" dedi.
| |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder